2025-03-20
“Ömrün sonu”. Son iki gündür sürekli bu öbeği kafamda tekrarlıyorum. Nedenini ben de bilmiyorum, sanki kafama bir şarkı yapışmış gibi. Sürekli aynı şey. ömrün sonu. Beni düşünmeye sürüklüyor, sonu olmayan yaşam çizgisine ömür denir mi diye. Niye ki, neden ömrün sonu bu kadar değerli de bir şeyler yazma gereği duyuyorum? Sanıyorum ki bu motivasyon ölüm ötesinin belki de insanoğlunun en çok merak ettiği şey olmasından geliyor. Bilmiyoruz. Bilemeyeceğiz. Galileo, insan beyninin yapısı, evrenin yapısını anlamayacak şekilde olduğunu söylüyor, belki de benzer bir durum burada da geçerlidir.
Virüs ilk çıktığı zaman insanlar marketlere akın edip bütün tuvalet kağıtlarını toplamışlardı. Böyle ilgi çekici bir davranışın arkasında “Bir şeyler oluyor, benim de aksiyona geçmem lazım” fikrinin olduğunu okumuştum. Ölüm hakkında düşünmek benim böyle bir duyguya kapılmama neden oluyor, kendi kendime “Öleceğim, çabuk bir şeyler yap” demem ile sonuçlanıyor. Otobüs yolculuklarında gözlemleme şansı bulduğum; pürüzsüz anayoldan çıkıp kenarında, otobana çıkmamak için tasarlanmış, taş köy yoluna girmiş gibi hissediyorum. Bu ufak düşünceler silsilesi bana asıl çizgim olması gereken otobandan ayrılıp onu daha iyi tanımamı sağlıyor lakin çizgiden ayrılmam hayatı yaşamamam demek oluyor zira ölüm hakkında düşünen bir insan yaşamına ufak bir ara vermiş demektir.
29.08.21